İnsan Kıymetleri ve İtibar Yönetimi

İnsan Kıymetleri ve İtibar Yönetimi

Orhan SAMAST
İtibar Enstitüsü Başkanı

“iyi bir itibar, finansal değeri yüksek somut bir varlıktır.”

Kurumsal itibar, kurum kültürü ve kurumun yetkinlikleri ele alınarak, samimiyetle oluşturulan stratejik planlar ve bu planların uygulanması ile yönetilebilmektedir. İtibarın oluşturulması, iyileştirilmesi ve muhafaza edilmesinde en önemli konuların başında “İnsan Kıymetleri” gelmektedir. Algılama Yönetimi üstadı Ali Saydam’ın da sık sık vurguladığı gibi insan kaynak değil, kıymettir.

İşletmeye güvenen İnsan Kıymetleri tarafından zahmetli ve hassas süreçler sonucunda oluşturulan ve kolaylıkla zarar görebilen itibar, işletmelerin en değerli varlıklarının başındadır. Bu değerli varlığın oluşturulması ve korumasında işletmeye bağlı çalışanların büyük rolü bulunmaktadır. İşletmeye bağlı çalışanların oluşturduğu “olumlu algılamalar ve olumlu iş sonuçları”nın işletme performansını dolayısıyla itibarını değerli hale getirmektedir.

Özellikle, krizler sonucu yaşanan itibar kayıpları işletmelere ‘itibar kavramının ve işletmesine bağlı insan kıymetleri’nin önemini somut olarak göstermiş ve itibarlı işletmelerin krizlerden daha az etkilendiğini, yetkin insan kıymetleri becerileriyle daha az zararla krizleri atlatabildiği gözlemlenmiştir.

Geçmişte bırakılan izler, faaliyet sırasındaki iş yapış biçimi ve gelecekteki muhtemel yaklaşımı kurumsal itibarının büyük kısmını oluşturmaktadır. Kurumsal İtibarın, bir işletmenin fırsatları değerlendirmesinde veya tehditlere karşı korunmasında önemli bir varlık olduğu anlaşılmıştır. Bir varlık olarak düşünüldüğünde itibar; değerli, taklidi zor, yeri kolay doldurulamayan, aynı zamanda kârı artıran ana bileşen olarak karşımıza çıkmaktadır.

İtibar konusu çalışıldıkça her ne kadar soyut bir kavram gibi görülse de aslında somut ve ölçülebilir sonuçları olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeple iyi bir itibar, finansal değeri büyük olan somut bir varlıktır.

İtibar kaybı, şirketlerin ve kamu kurumlarının önlerindeki en büyük risk olarak nitelendirilmektedir. Son yıllarda bireylerin, kurum ve kuruluşların nasıl itibar kaybettiği ve yaşadıkları itibar krizi sırasında nasıl zorlandıkları ve bazılarının bu krizler sonrasında itibar kayıplarının oluşturduğu finansal zararlar sonrasında faaliyetlerini sürdüremeyecek duruma düştükleri görülmüştür.

İşletmeler de bireyler gibi topluma verdiği sözü tuttuğu (sözünün eri olduğu) ve toplumun sorunlarına karşı duyarlı olduğu sürece itibar kazanabilmektedir. Topluma, insan kıymetlerine ve paydaşlarına karşı sorumluluklarını bilen ve sorumlu davranışlar sergileyerek projeler gerçekleştiren kuruluşlar geleceğin itibarlı işletmeleri olarak ayakta kalacaktır.

(Bu yazı ana yazının özeti olup İK Dergisi’nde yayınlanmıştır. 19.04.2020)